İletişim
Bölüm 1: Gıda güvenliği yönetim sistemlerinin denetimini ve belgelendirmesini sağlayan kuruluşlar için gereklilikler
ISO 22003-1:2022 Standardı Haziran 2022'de yayınlanmıştır.
BPJPH Endonezya için zorunluluk
Endonezya'daki Helal Ürün Güvencesi Düzenleme Kurumu'dur. Endonezya Din İşleri Bakanlığı'na bağlı olarak faaliye
Helal ve sağlıklı gıdala- HAK ve BossCert
Gıda sektörü, küreselleşen dünyada hem dini inançlara uygunluk hem de sağlık bilinciyle giderek daha fazla şekil
ISO Yönetim sistemi standartlarına iklim değişikliği ile ilgili hususlar eklenmiştir.
Uluslararası Standart Teşkilatı (ISO), “Londra İklim Değişikliği Deklarasyonu'nu” desteklemek amacıyla İklim D
TS EN ISO/IEC 27001:2017 geçişi
Türkak tarafından yapılan denetimler sonucunda ISO 27001:2013 belgelendirme yetkimizle ilgili geçiş sürecini baş
Takviye edici gıdalar (TEG'ler), modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıkları, artan sağlık bilinci ve küresel salgınların etkisiyle tüm dünyada hızla büyüyen bir sektör haline gelmiştir. Bu ürünler, normal beslenmeyi desteklemek, belirli besin eksikliklerini gidermek veya fizyolojik faydalar sağlamak amacıyla vitamin, mineral, protein, amino asit, bitkisel özler gibi çeşitli besin öğelerini içeren ve günlük alım dozu belirlenmiş ürünlerdir. Ancak bu sektördeki hızlı büyüme, beraberinde gıda güvenliği ve etik kriterler gibi önemli konuları da gündeme getirmektedir.
Takviye Edici Gıda Sektörünün Türkiye ve Dünyadaki Durumu
Takviye edici gıda sektörü, son yıllarda sağlıklı yaşam trendi ve kişiselleştirilmiş beslenmeyaklaşımlarının yükselişiyle küresel ölçekte kayda değer bir ivme kazanmıştır. COVID-19 pandemisiyle birlikte bağışıklık sistemini güçlendirme ve genel sağlığı destekleme ihtiyacının artması, bu ürünlere olan talebi daha da yükseltmiştir.
Dünyadaki Durum
Küresel takviye edici gıda pazarı, 2028 yılına kadar 240 milyar dolar seviyesine ulaşması beklenen, OTC (Reçetesiz Ürün) pazarının önemli bir parçasıdır. Yıllık ortalama %5 civarında bir büyüme sergileyen bu pazarın başını ABD, Çin, Japonya, Almanya ve Rusya gibi büyük ekonomiler çekmektedir. Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde de takviye edici gıdalara olan ilgi giderek artmaktadır.
Küresel eğilimler arasında şunlar bulunmaktadır:
Bağışıklık Güçlendiriciler: C vitamini, D vitamini, çinko gibi bağışıklığı destekleyen ürünler pandeminin etkisiyle popülerliğini korumaktadır.
Sindirim Sağlığı: Probiyotikler, prebiyotikler ve lif takviyeleri gibi ürünler, bağırsak mikrobiyotasının genel sağlık üzerindeki etkileri konusundaki artan farkındalıkla talep görmektedir.
Bilişsel Fonksiyon ve Ruh Hali: Omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri ve bitkisel ekstreler gibi hafızayı, odaklanmayı ve ruh halini destekleyen takviyelere olan ilgi artmaktadır.
Uyku ve Stres Yönetimi: Melatonin, magnezyum ve bazı bitkisel özler gibi ürünler, modern yaşamın getirdiği stres ve uyku sorunlarına çözüm arayan tüketiciler tarafından tercih edilmektedir.
Bitkisel ve Doğal Ürünler: Sentetik bileşenler yerine bitkisel bazlı, organik ve "temiz etiketli" (az işlenmiş, katkısız) takviyelere yönelik talep yükseliştedir.
Kişiselleştirilmiş Beslenme: Genetik testler ve dijital sağlık uygulamaları aracılığıyla bireylerin özel ihtiyaçlarına göre tasarlanmış takviye edici gıda çözümleri gelişmektedir.
Türkiye'deki Durum
Türkiye'de takviye edici gıda pazarı, küresel eğilimlere paralel olarak son yıllarda önemli bir büyümekaydetmiştir. Yıllık ortalama %25 gibi yüksek oranlarda büyüyen pazar, 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 10 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Bu hızlı büyüme, Türkiye'nin takviye edici gıda üretim üssü haline gelme potansiyelini de beraberinde getirmektedir. Büyük holdinglerin sektöre yatırımlar yapması, merdiven altı üretimi azaltarak pazarın kurumsal yapısını güçlendirmektedir.
Türkiye'deki kullanım alışkanlıkları ve beklentiler ise şöyledir:
En Çok Kullanılan Ürünler: B12 vitamini, D vitamini ve C vitamini en çok tercih edilen takviyeler arasındadır.
Tercih Edilen Formlar: Kapsül, tablet ve suda eriyen saşe formları en popüler seçeneklerdir.
Kullanım Sebepleri: Bağışıklık sistemini güçlendirme (%39,4), genel sağlık ve zindelik, beslenme yetersizliklerini giderme ve bazı hastalıkların önlenmesine destek olma başlıca kullanım amaçlarıdır.
Pazar Fırsatları: Türkiye'de kişi başına yıllık takviye edici gıda harcaması, Almanya (121 dolar) ve ABD (284 dolar) gibi ülkelere kıyasla hala oldukça düşüktür (7.24 dolar). Bu durum, pazarın Türkiye'de hala önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.
Dijital Satış Kanalları: Sosyal medya ve e-ticaret platformları, tüketicilerin bu ürünlere erişimini kolaylaştırmakta ve pazarlamada önemli rol oynamaktadır.
Takviye Edici Gıdaların Kullanım Alanları
Takviye edici gıdalar, geniş bir yelpazede farklı ihtiyaçlara yönelik olarak kullanılmaktadır:
Beslenme Yetersizliklerinin Giderilmesi: Günlük beslenmeyle yeterli miktarda alınamayan vitamin (D, B12, C), mineral (demir, çinko, magnezyum), protein, lif veya esansiyel yağ asitleri gibi besin öğelerinin takviye edilmesi. Özellikle vejetaryen veya vegan beslenen kişilerde B12 gibi eksikliklerin giderilmesi önemlidir.
Bağışıklık Sistemini Destekleme: Soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlara karşı direnci artırmak amacıyla C vitamini, D vitamini, çinko, ekinezya gibi takviyelerin kullanımı yaygındır.
Performans ve Enerji Desteği: Sporcular ve fiziksel olarak aktif bireyler için protein tozları, kreatin, BCAA gibi amino asitler, enerji ve dayanıklılığı artırıcı vitamin kompleksleri kullanılır.
Yaşlanmaya Bağlı İhtiyaçlar: Yaşla birlikte kemik erimesi (osteoporoz) riskini azaltmak için kalsiyum ve D vitamini, eklem sağlığı için glukozamin, kondroitin, kolajen gibi takviyeler tercih edilir. Göz sağlığı (lutein), kalp sağlığı (omega-3, koenzim Q10) gibi alanlarda da takviyeler kullanılır.
Özel Durumlar: Hamilelikte folik asit ve demir, emzirme döneminde vitamin ve mineral destekleri, stresli dönemlerde B vitaminleri ve magnezyum, cilt, saç ve tırnak sağlığı için kolajen, biotin gibi takviyeler kullanılır.
Sindirim Sağlığı: Sindirim sistemi rahatsızlıklarında veya bağırsak florasını desteklemek amacıyla probiyotikler, prebiyotikler ve sindirim enzimleri kullanılabilir.
Gıda Güvenliği ve Helal Şartlar
Takviye edici gıdaların doğrudan insan sağlığını etkilemesi nedeniyle, gıda güvenliği ve belirli kültürler için helal şartlara uygunluk kritik öneme sahiptir.
Gıda Güvenliği
Takviye edici gıdalar, ilaç kategorisinde yer almasalar da, üretimden tüketime kadar sıkı gıda güvenliği yönetim sistemlerine tabidir. Türkiye'de Tarım ve Orman Bakanlığı, bu ürünlerin ithalatını, üretimini, işlenmesini ve piyasaya arzını denetler. Başlıca gıda güvenliği kriterleri şunlardır:
Yasal Mevzuata Uygunluk: Ürünlerin, Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği ve ilgili yönetmeliklere uygun olması zorunludur. Bu mevzuatlar, içeriğin (vitamin, mineral limitleri vb.), ambalajın, etiket bilgilerinin ve üretim süreçlerinin belirlenen standartlara uygunluğunu düzenler. Onay belgesi alınmadan ürün piyasaya sürülemez.
Hammadde Kontrolü: Kullanılan tüm hammaddelerin (vitaminler, mineraller, bitkisel ekstreler, hayvansal bileşenler vb.) güvenilir ve sertifikalı tedarikçilerden temin edilmesi. Ağır metal, pestisit kalıntısı, mikotoksin veya diğer kirleticiler açısından analiz edilmesi.
Üretim Hijyeni ve Kontaminasyon Kontrolü: Üretim tesislerinin Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri (ISO 22000, HACCP, GMP - İyi Üretim Uygulamaları) standartlarına uygun olması. Çapraz bulaşmanın (kontaminasyon) önlenmesi için sıkı hijyen kurallarının uygulanması.
Dozaj ve İçerik Doğruluğu: Ürünün etiketinde belirtilen aktif bileşenlerin doğru miktarlarda içerildiğinden emin olunması. Fazla veya eksik dozajlar sağlık sorunlarına yol açabilir.
Ambalajlama ve Depolama: Ürünlerin nem, ışık, oksijen ve sıcaklık değişimlerinden korunmasını sağlayacak uygun ambalaj malzemelerinin kullanılması. Depolama koşullarının (sıcaklık, nem) ürün stabilitesini bozmayacak şekilde ayarlanması.
İzlenebilirlik: Hammaddeden son ürüne kadar tüm tedarik zincirinin izlenebilir olması, olası bir problem durumunda ürünün geri çağrılmasını ve kaynağın tespitini kolaylaştırır.
Bağımsız Laboratuvar Analizleri: Ürünlerin periyodik olarak yetkili ve akredite laboratuvarlarda mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel analizlerden geçirilmesi.
Helal Şartlara Uygunluk
Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerde veya helal pazarlara açılmak isteyen firmalar için takviye edici gıdaların helal şartlara uygunluğu büyük önem taşır. Helal belgelendirme, ürünün İslami hükümlere göre kabul edilebilir olduğunu gösterir.
Helal takviye edici gıdalarda dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar:
Hammadde Kaynağı:
Hayvansal İçerikler: Jelatin (kapsül üretiminde sıkça kullanılır), kolajen, omega-3 (balık yağı), enzimler gibi hayvansal kaynaklı bileşenlerin helal kesim hayvanlardan elde edilmesi veya bitkisel/sentetik alternatiflerinin kullanılması. Özellikle sığır jelatininin helal kesim sığırlardan geldiği veya balık/bitkisel jelatin olduğu doğrulanmalıdır. Domuz veya alkol türevleri kesinlikle yasaktır.
Bitkisel Ekstreler ve Diğer Bileşenler: Bitkisel özütlerin hazırlanmasında alkol kullanılmaması veya alkolün tamamen uzaklaştırılması. Taşıyıcı maddeler, dolgu maddeleri ve kaplama ajanlarının da helal kriterlere uygun olması.
Üretim Süreci:
Çapraz Bulaşma (Kontaminasyon): Helal ve helal olmayan ürünlerin aynı üretim hattında işlenmesi durumunda, helal ürünlerin kontaminasyonunu önlemek için sıkı temizlik, sanitasyon ve ayrı üretim zamanlamaları uygulanması.
Ekipman Temizliği: Üretim ekipmanlarının helal olmayan maddelerle temasının önlenmesi ve yeterli temizliğin sağlanması.
Depolama ve Nakliye: Üretilen helal takviye edici gıdaların, depolama ve nakliye sırasında helal olmayan ürünlerle temas etmemesi ve helal bütünlüğünün korunması.
Ambalajlama ve Etiketleme: Ambalajın ve etiket üzerinde helal logosunun veya ifadesinin doğru ve yanıltıcı olmayacak şekilde kullanılması.
Belgelendirme: Bağımsız bir helal belgelendirme kuruluşu (örneğin Türkiye'de GİMDES veya uluslararası geçerliliği olan diğer kuruluşlar) tarafından yapılan denetimler sonucunda helal sertifikasıalınması. Bu sertifika, Müslüman tüketiciler ve ithalatçı ülkeler için önemli bir güvencedir.
Takviye Edici Gıda Sektöründeki Riskler
Takviye edici gıda sektörünün hızlı büyümesi, beraberinde çeşitli riskleri de getirmektedir:
Yanlış ve Yetersiz Bilgilendirme:
Tedavi İddiaları: Takviye edici gıdaların hastalıkları tedavi ettiği veya önlediği yönünde yanıltıcı iddialar, tüketicileri yanlış yönlendirebilir ve tıbbi tedavi almalarını geciktirebilir. Takviyeler ilaç değildir ve bu şekilde tanıtılamaz.
Doz Aşımı: Bilinçsiz veya aşırı kullanım, özellikle yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K) ve bazı mineraller (demir, selenyum) için toksik etkilere yol açabilir.
Etkileşimler: Takviyelerin kullanılan ilaçlarla veya diğer takviyelerle olumsuz etkileşimleri olabilir. Örneğin, K vitamini kan sulandırıcılarla etkileşebilir.
Sosyal Medya Etkisi: Sosyal medyadaki yetkin olmayan kişilerin popüler takviyeler hakkında yanlış bilgiler yayması veya ürünleri aşırı yüceltmesi.
Kalite ve Güvenlik Sorunları:
İçerik Doğruluğu: Etikette belirtilen miktarda aktif bileşen içermeyen veya hiç içermeyen ürünler.
Kirleticiler: Ağır metaller (kurşun, cıva, kadmiyum), pestisit kalıntıları, mikotoksinler, bakteriyel veya fungal kontaminasyon. Özellikle bitkisel takviyelerde hammadde kalitesi kritik öneme sahiptir.
Gizli Maddeler: Bazı yasa dışı takviyelerde (özellikle zayıflama veya cinsel performans artırıcı ürünlerde) etiketlenmemiş farmasötik maddelerin bulunması, ciddi sağlık riskleri oluşturur.
Menşei ve Sahtecilik: Ürünün menşeinin belirsizliği veya taklit ürünlerin piyasaya sürülmesi.
Mevzuata Uyum Zorlukları:
Ülkeler Arası Farklılıklar: Takviye edici gıdaların tanımı, içerik limitleri ve ruhsatlandırma süreçleri ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Bu durum, uluslararası ticarette zorluklar yaratabilir.
Denetim Yetersizlikleri: Piyasaya arz edilen ürünlerin sürekli ve etkin bir şekilde denetlenmesi, merdiven altı üretimin veya sahte ürünlerin önüne geçilmesi açısından önemlidir.
Tüketici Beklentisi ve Güven Sorunu:
Beklenti Yönetimi: Takviyelerin "mucizevi" etkiler göstereceği beklentisi, gerçekçi olmayan sonuçlara yol açabilir ve tüketici hayal kırıklığına uğrayabilir.
Güven Kaybı: Kalitesiz veya zararlı ürünlerin piyasaya sürülmesi, genel olarak sektöre olan güveni sarsabilir.
Bu riskleri minimize etmek için, hem üreticilerin yasal ve etik sorumluluklarını yerine getirmesi hem de tüketicilerin bilinçli ve güvenilir kaynaklardan ürün temin etmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, devletin etkin denetim mekanizmaları ve tüketici eğitim kampanyaları da sektörün sağlıklı büyümesi için elzemdir.