UN ve UNLU MAMÜLLER
İletişim
Küçükbakkalköy Mah. Selvili Sok. No:4 (Canan Business ) Ataşehir - İstanbul
+90 (0216) 314 00 94
+90 (0552) 324 84 43
info@bosscert.com
www.bosscert.com
Bölüm 1: Gıda güvenliği yönetim sistemlerinin denetimini ve belgelendirmesini sağlayan kuruluşlar için gereklilikler

ISO 22003-1:2022 Standardı Haziran 2022'de yayınlanmıştır.

BPJPH Endonezya için zorunluluk

Endonezya'daki Helal Ürün Güvencesi Düzenleme Kurumu'dur. Endonezya Din İşleri Bakanlığı'na bağlı olarak faaliye

Helal ve sağlıklı gıdala- HAK ve BossCert 

Gıda sektörü, küreselleşen dünyada hem dini inançlara uygunluk hem de sağlık bilinciyle giderek daha fazla şekil

ISO Yönetim sistemi standartlarına iklim değişikliği ile ilgili hususlar eklenmiştir.

Uluslararası Standart Teşkilatı (ISO), “Londra İklim Değişikliği Deklarasyonu'nu” desteklemek amacıyla İklim D

TS EN ISO/IEC 27001:2017 geçişi

Türkak tarafından yapılan denetimler sonucunda ISO 27001:2013 belgelendirme yetkimizle ilgili geçiş sürecini baş


Un ve Unlu Mamuller Sektörüne Genel Bakış: Türkiye ve Dünya

Un ve unlu mamuller sektörü, insan beslenmesinin temelini oluşturan, stratejik öneme sahip küresel bir endüstridir. Bu sektör, buğday başta olmak üzere çeşitli tahılların işlenmesinden ekmek, makarna, bisküvi, kek gibi geniş bir ürün yelpazesinin üretimine kadar uzanan karmaşık bir tedarik zincirini kapsar. Hem Türkiye hem de dünya genelinde, sektörün üretim ve tüketim dinamikleri, gıda güvenliği endişeleri ve helal uygunluk gibi faktörler, işleyişini ve geleceğini şekillendiren temel unsurlardır.


Küresel Üretim ve Tüketim Durumu

Küresel tahıl üretimi, özellikle buğday, mısır ve pirinç gibi temel ürünlerle milyarlarca insanı beslemeye devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünya buğday üretimi yıllık 750-800 milyon ton civarında seyretmektedir. Buğday, un ve unlu mamuller sektörünün ana hammaddesi olması nedeniyle, küresel üretimdeki dalgalanmalar sektör üzerinde doğrudan etki yaratmaktadır. En büyük buğday üreticileri arasında Çin, Hindistan, Rusya, ABD, Kanada, Fransa ve Ukrayna yer almaktadır.

Un üretimi, buğday üretimini takiben gelişen bir süreçtir. Küresel un üretimi de istikrarlı bir şekilde artış göstermektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde artan nüfus ve şehirleşme, unlu mamullere olan talebi körüklemektedir. Tüketim alışkanlıkları ise coğrafi ve kültürel farklılıklar göstermektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika'da ekmek ve türevleri temel gıda maddeleri olmaya devam ederken, Asya'da pirinç bazlı ürünler daha yaygındır. Ancak, son yıllarda sağlıklı beslenme trendleri ve glütensiz ürünlere olan talep, alternatif un çeşitleri (çavdar, tam buğday, yulaf vb.) ve unlu mamullerin popülerliğini artırmıştır. GlobalData raporlarına göre, unlu mamuller pazarının önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam etmesi beklenmektedir, özellikle hazır unlu mamuller ve fonksiyonel gıdalar segmentinde.


Türkiye'de Un ve Unlu Mamuller Sektörü

Türkiye, un ve unlu mamuller sektöründe hem üretim hem de ihracat açısından önemli bir oyuncudur. Coğrafi konumu ve verimli tarım arazileri sayesinde Türkiye, buğday üretiminde dünya genelinde ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yıllık buğday üretimi 20 milyon tonun üzerinde seyretmektedir. Buğday üretiminin önemli bir kısmı un sanayisine yönelmektedir.

Türkiye, dünya un ihracatında lider konumdadır. Un Sanayicileri Derneği (USAD) verilerine göre, Türkiye'nin un ihracatı yıllık ortalama 3-3,5 milyon tonu bulmaktadır. Bu başarının arkasında modern un değirmenleri, ileri teknoloji üretim tesisleri ve coğrafi yakınlık avantajı bulunmaktadır. Başlıca ihracat pazarları arasında Irak, Suriye, Sudan, Yemen ve Afrika ülkeleri yer almaktadır.

Unlu mamuller sektörü de Türkiye'de oldukça gelişmiştir. Ekmek, Türk mutfak kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır ve günlük tüketim alışkanlıklarında önemli bir yer tutar. Fırıncılık sektörü, geleneksel küçük işletmelerden büyük endüstriyel tesislere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bisküvi, kek, gofret gibi paketli unlu mamuller de iç piyasada yüksek talep görürken, önemli bir ihracat potansiyeline de sahiptir. Özellikle Ortadoğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika ülkelerine yönelik bisküvi ve kek ihracatı her geçen yıl artmaktadır.

Tüketim alışkanlıkları açısından Türkiye'de ekmek tüketimi hala yüksek seviyelerdedir. Ancak, sağlık bilincinin artmasıyla tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi daha lifli ve besleyici alternatiflere yönelim de gözlenmektedir. Kentleşme ve değişen yaşam tarzları, hazır ve paketli unlu mamullere olan talebi artırmaktadır.


Gıda Güvenliği Riskleri ve Yönetimi

Un ve unlu mamuller sektöründe gıda güvenliği, tüketicilerin sağlığını doğrudan etkileyen kritik bir konudur. Hammadde temininden nihai ürünün rafına ulaşana kadar birçok aşamada potansiyel riskler mevcuttur.

Hammadde Kaynaklı Riskler:

  • Pestisit Kalıntıları: Buğday ve diğer tahılların yetiştirilmesinde kullanılan pestisitler, hasat sonrası ürün üzerinde kalıntı bırakabilir. Yasal limitlerin üzerindeki pestisit kalıntıları, insan sağlığı için risk oluşturur.

  • Mikotoksinler: Özellikle nemli ve sıcak koşullarda depolanan tahıllarda küf oluşumu yaygındır. Bu küfler, aflatoksin, okratoksin gibi mikotoksinler üretebilir. Mikotoksinler, karaciğer hasarı, kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

  • Ağır Metaller: Topraktaki kontaminasyon veya çevresel faktörler nedeniyle tahıllarda kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller birikebilir.

  • Yabancı Maddeler: Hasat ve depolama sırasında taş, toprak, metal parçacıkları gibi yabancı maddeler tahıllara karışabilir.

Üretim Sürecindeki Riskler:

  • Çapraz Bulaşma: Farklı alerjen içeren ürünlerin aynı hatta işlenmesi veya yetersiz temizlik nedeniyle çapraz bulaşma riski oluşabilir (örn: glüten içeren ürünlerin glütensiz ürünlerle teması).

  • Hijyen Yetersizlikleri: Üretim tesislerindeki yetersiz hijyen koşulları, bakteriyel (Salmonella, E. coli) veya viral kontaminasyona yol açabilir. Personel hijyeni, ekipman temizliği ve dezenfeksiyonu büyük önem taşır.

  • Katkı Maddesi Kontrolü: Unlu mamullerde kullanılan katkı maddelerinin (koruyucular, renklendiriciler, emülgatörler vb.) yasalara uygun ve doğru miktarlarda kullanılması gereklidir. Aşırı veya izinsiz katkı maddesi kullanımı risk oluşturur.

  • Depolama Koşulları: Un ve unlu mamullerin uygun sıcaklık ve nem koşullarında depolanmaması, bozulmaya, küf oluşumuna ve raf ömrünün kısalmasına neden olabilir.

Risk Yönetimi ve Kontrol Mekanizmaları:

Gıda güvenliğini sağlamak için sektörde çeşitli ulusal ve uluslararası standartlar ve uygulamalar benimsenmektedir:

  • HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları): Gıda üretiminde riskleri belirleyen, değerlendiren ve kontrol eden sistematik bir yaklaşımdır. Un ve unlu mamul üreticileri, hammaddeden nihai ürüne kadar her aşamada HACCP prensiplerini uygulamalıdır.

  • ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi: Gıda zincirinde gıda güvenliğinin sağlanması için uluslararası bir standarttır.

  • İyi Üretim Uygulamaları (GMP) ve İyi Hijyen Uygulamaları (GHP): Üretim tesislerinde hijyenik koşulların ve süreçlerin sürdürülmesi için temel prensiplerdir.

  • Düzenli Denetimler ve Analizler: Hammadde ve nihai ürünlerde düzenli olarak pestisit, mikotoksin, ağır metal ve mikrobiyolojik analizler yapılmalıdır. Resmi kurumlar tarafından yapılan denetimler de gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynar.

  • İzlenebilirlik: Ürünün tarladan çatala kadar tüm tedarik zinciri boyunca izlenebilir olması, herhangi bir sorun durumunda kaynağın hızla tespit edilmesini ve müdahale edilmesini sağlar.

  • Personel Eğitimi: Gıda üretiminde çalışan personelin gıda güvenliği ve hijyen konularında düzenli olarak eğitilmesi, risklerin minimize edilmesinde hayati öneme sahiptir.


Helal Riskler ve Uygunluk

Helal gıda, İslam hukukuna (Şeriat) uygun olarak üretilen, işlenen, depolanan ve servis edilen gıdaları ifade eder. Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde ve küresel helal pazarında un ve unlu mamuller sektörü için helal uygunluk büyük önem taşır.

Helal Kriterleri ve Potansiyel Riskler:

  • Hammaddeler: Unun kendisi genellikle helal kabul edilirken, unlu mamullerde kullanılan diğer bileşenler (katkı maddeleri, emülgatörler, aroma vericiler, jelatin vb.) helal sertifikalı olmalıdır. Örneğin, bazı emülgatörler hayvansal kökenli olabilir ve İslami kesim kurallarına uygun kesilmemiş hayvanlardan elde edilmişse haram kabul edilebilir.

  • Katkı Maddeleri: Gıda sektöründe kullanılan yüzlerce katkı maddesinden bazılarının kaynağı domuz yağı, alkol veya uygun kesilmeyen hayvanlardan elde edilmiş olabilir. Bu nedenle, kullanılan her katkı maddesinin helal sertifikası veya helal uygunluğu teyit edilmelidir.

  • Çapraz Bulaşma: Helal ve haram ürünlerin aynı üretim hattında veya ekipmanlarda işlenmesi, çapraz bulaşmaya yol açabilir. Bu durum, helal ürünün helal vasfını kaybetmesine neden olur. Bu riski önlemek için ayrı üretim hatları, temizlik protokolleri veya helal ürün öncesi kapsamlı dezenfeksiyon gereklidir.

  • İşleme Yardımcıları: Üretim sürecinde kullanılan bazı işleme yardımcıları (örn: bazı yağlayıcılar) helal olmayabilir.

  • Ambalajlama ve Depolama: Ürünlerin helal olmayan ürünlerle aynı depoda bulunması veya helal olmayan maddelerle temas etmesi helal risk oluşturabilir. Ambalaj malzemelerinin de helal uygunluğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Helal Sertifikasyonu ve Önemi:

Helal riskleri yönetmek ve helal uygunluğu sağlamak için helal sertifikasyonu kritik bir araçtır. Bağımsız helal sertifikasyon kuruluşları, ürünlerin ve üretim süreçlerinin İslami prensiplere uygunluğunu denetler ve onaylar. Türkiye'de TSE (Türk Standardları Enstitüsü) gibi kurumlar helal gıda sertifikasyonu hizmeti vermektedir.

  • Pazara Erişim: Özellikle Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelere ihracat yapmak isteyen firmalar için helal sertifikası bir zorunluluktur.

  • Tüketici Güveni: Helal sertifikası, Müslüman tüketicilerin ürünlere olan güvenini artırır ve bilinçli seçim yapmalarını sağlar.

  • Marka Değeri: Helal uygunluk, firmanın kurumsal sosyal sorumluluk ve etik değerlere bağlılığını göstererek marka değerini yükseltebilir.

  • Rekabet Avantajı: Helal pazarının büyüklüğü göz önüne alındığında, helal sertifikalı ürünler firmalara rekabet avantajı sağlar.


Sonuç ve Gelecek Perspektifi

Un ve unlu mamuller sektörü, hem Türkiye hem de dünya genelinde stratejik önemi ve sürekli gelişen yapısıyla dikkat çekmektedir. Küresel nüfus artışı, değişen tüketim alışkanlıkları ve sağlık bilincinin yükselmesi, sektörün dinamiklerini sürekli olarak dönüştürmektedir. Türkiye, un üretiminde ve ihracatında lider konumunu korurken, unlu mamuller sektöründe de önemli bir pazar payına sahiptir.

Gıda güvenliği, sektörün sürdürülebilirliği için temel bir önceliktir. Modern üretim teknikleri, sıkı denetimler ve uluslararası standartlara uyum, tüketicilerin sağlığını korumak adına vazgeçilmezdir. Mikotoksin, pestisit ve çapraz bulaşma gibi risklerin etkin yönetimi, sektördeki tüm paydaşların sorumluluğundadır.

Helal uygunluk ise özellikle büyüyen Müslüman pazarlarında rekabet avantajı sağlamanın ve tüketici güvenini kazanmanın anahtarıdır. Hammadde seçiminden üretim süreçlerine, ambalajlamadan depolamaya kadar her aşamada helal kriterlere uyum, firmaların uluslararası arenada başarılı olabilmesi için kritik bir faktördür.

Gelecekte, un ve unlu mamuller sektörünün inovasyona ve sürdürülebilirlik ilkelerine daha fazla odaklanması beklenmektedir. Alternatif tahılların kullanımı, fonksiyonel gıdaların geliştirilmesi, ambalajlamada çevresel duyarlılık ve dijitalleşme ile izlenebilirliğin artırılması, sektörün önündeki önemli fırsatlar ve zorluklar arasında yer almaktadır. Türkiye'nin bu alandaki güçlü altyapısı ve tecrübesiyle, küresel pazardaki lider konumunu koruması ve daha da geliştirmesi mümkündür.

Un ve unlu mamuller sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak, yukarıda bahsedilen riskleri yönetmek ve uluslararası standartlara uyum sağlamak için ne tür adımlar atıyorsunuz?


Bizimle İletişime Geçip, Hizmetlerimiz Konusunda Bilgi Alabilirsiniz!